Sayfalar

13 Nisan 2014 Pazar

La Paz Kokteyl Tadımı












Çok gezen mi çok okuyan mı bilir tartışıladursun;  biz çok gezmeden, sayfalarca da okumadan Latin Amerika’yı biraz keşfedelim dedik ve soluğu yaz gelmeden yazı getirecek bir etkinlikte aldık. İçimizi ısıtan Latin Amerika lezzetlerinin İstanbul’daki en iyi adreslerinden biri olan La Paz, ilk dönemki iki yemek tadımının ardından bu dönem de kokteyl tadımı için ağırladı bizi.






Mekandan bahsederek başlamak istiyorum. La Paz’ın loş sayılabilecek samimi bir ortamı, sırlanmış seramik tabakları ve Latin müzikleriyle havaya girmemiz hayli kolay oldu. Kokteyl tatmaya gelmiş olsak da öncesinde ikram edilen, önceki tadımlara geldiyseniz tadı damağınızda kalmış olması muhtemel bir lezzet olan Bruschetta’larla Güney Amerika yemeklerinden bu kez de mahrum kalmamış olduk. Latin Amerika diye adlandırğımız coğrafyanın en belirgin özellikleri, bu kadar değişik rengi, kültürü, tadı bir arada barındırması ve özünde yatan benzerliklerle tüm kıtanın tek bir ülkeymiş duygusu yaratabilmesi. Bruschettaların ardından, Meksika’dan Arjantin’in güneyine kadar uzanan bu renkli coğrafyanın tam da bu ikili karakterini yansıtan, rom ağırlıklı olmaları yönünden benzer ama değişik renkler ve tatların kattığı yorumlarla bir o kadar da farklılaşmış kokteyllerini yudumlamaya başladık.

Bu kıtaya özgü kokteyllerden bahsetmeden önce, kokteyl konseptinin genel olarak Amerika kıtasına özgü olduğunu belirtmekte fayda var. Avrupa’da şarap ve şampanya ön plana çıkar ve yemek sonralarında likör, limonçello gibi "digestive"ler tercih edilirken, Kuzey ve Güney Amerika’da hem yemek öncesinde hem de sonrasında kokteyl daha yaygın bir tercih.
BuGusto’nun bizim için seçtiği menüde 5 farklı kokteyl vardı. Her birini shot olarak tattıktan sonra tadı damağımızda kalan bir tanesini orijinal boyunda içtik.

Daquiri Çilek


Bir Küba içkisi olan bu kokteylde rom, çilek likörü, limon suyu, misket limonu ve çilek var. Bu kokteyl ilk olarak 1900’lü yıllarda, Küba’daki her şeyin ABD hakimiyetinde olduğu dönemde, Santiago’da madende çalışan ABD'li mühendislerin gittiği Venus Bar’da ortaya çıkmış. Farklı hazırlanışları olsa da en popüleri çilekli olanmış ve Ernest Hemingway’in favorileri arasında yer alıyormuş.
Hemingway’in yarattığı beklentinin büyüklüğünden mi bilmem, kendi adıma beklentiyi karşılayamadığını düşündüm. Hafif bir içecekti ve heyecanı artıran bir kokusu vardı, fakat çilek aroması umduğumdan farklı geldi ve fazlasıyla baskındı.

Katılımcıların bu kokteyle verdiği ortalama puan 6.6/10. Yorumlarsa şu şekilde oldu:

“Misket limonu tadını daha çok almak isterdim. Çilek aromasının tamamen doğal olması çok güzel.”
“Biraz tatlı buldum, ekstra şeker konuldu mu bilmiyorum ama şeker oranı bir şekilde azaltılmalı. Onun dışında meyveli içki seven biri olarak beğendim.”
“İçindeki çilek çekirdekleri şiir gibi bir kıvam yakalamasında çok etkili olmuş. Fakat yavan tadıyla ve alkolün damağımda bıraktığı acılıkla maalesef puanını 6’ya düşürdü. Yine de beğendim. Başarılı.”

Costa Del Sol

Kosta Rika kökenli bu içkide beyaz rom, vermut rosso, şeker ve misket limonu var.  “Sahil Güneşi” anlamındaki adından da anlaşılacağı gibi bu bir sahil kokteyli.  İtalyan turistlerin kendi içkileri olan vermutu beyaz romla karıştırarak içmeleriyle ortaya çıkmış bu lezzet özellikle Karayip barlarında oldukça popüler olmuş.
Kokusu Daiquiri’nin buram buram çilek kokusuna kıyasla keskin sayılmazdı, fakat alkol tadı kesinlikle daha baskındı.  Bu yüzden rom sevmeyenlerin hoşuna gitmeyeceğini düşünüyorum. Genel puanı aksini işaret etse de benim için Daquiri’den daha başarılıydı. Ortalama puanı 5.0/10 olan Costa Del Sol’un yorumları şu şekilde:
“Damak tadıma uymadı. Alkol tadını bu kadar hissetmeyi sevmiyorum özellikle de şekerli içkilerde. Tekilaya benzettim biraz.”
“Kullanılan rom misket limonunun tadını bastıracak kadar şekerli ve üzülerek söylüyorum ki yavan bir tat. Beğenmedim.”
“Limon aroması yok denecek kadar azdı.  Fazla sade bir kokteyldi. Farklı tatların ahengini arayanlar için biraz zayıftı.”

Pina Colada


Pina Colada Porto Riko’ya ait bir kokteyl. İçinde rom, hindistan cevizi kreması, ananas suyu, ananas ve süt var.  Hikayesi de oldukça ilginç bu içkinin. 1800’lü yıllarda Porto Riko’lu korsan Roberto Cofresi’nin zor bir seferin ardından tayfanın moralini düzeltmek için rom, ananas ve Hindistan cevizi dağıttığı, tayfaların da bunları karıştırıp bu kokteyli ortaya çıkardıkları söyleniyormuş.  Tabi, bu rivayetin yanında içkinin asıl kökeninin 1900’lerde bir otel barına dayandığına dair iddialar da var. Bir diğer ilginç bilgiyse, 10 Temmuz’un Porto Riko’da Milli Pina Colada Günü olarak kutlanması.
Kokteylin tropik ve Malibu’yu andıran bir tadı var.  Hindistan cevizi yoğun olarak hissediliyor. Daquiri kadar olmasa da şekerli ve hafif bir içki olmakla birlikte, tadarken Orta Amerika'nın plajlarındaymışız hissi yarattığını söyleyebilirim. Bir parça ananasla servis edilmesiyle de benden artı puan kazandı.

Ortalama puanı 7.0/10 ve genelde de iyi yorumlar aldı:
“Hindistan cevizi ve ananasın mükemmel uyumu damaklarda şölen yarattı. Çok başarılı!”
“Ekşiliği ve ananaslı sunumuyla beraber Malibu’dan bir adım önde olan az şekerli başarılı bir içki. Köpürtülmeden sunulması daha iyi olmasını sağlayabilirdi.”
“Güzeldi. Hafif içimli, yoğun kıvamlıydı. Ananasın ekşiliği kremayı dengelediği için bu yoğun kıvam rahatsız edicilikten uzaktı.”

Mojito Mango

Mojitonun ismi ıslak anlamına gelen “mojado” sözcüğünden gelmekte. Küba’ya ait bu kokteyl rom, misket limonu, şeker, nane ve mangoyla hazırlanıyor. Tarihçilere göre ilk defa, 19.yüzyılda Küba’da şeker kamışı tarlalarında çalışan ve şeker kamışı özüyle susuzluklarını gideren Afrikalı köleler tarafından denenmiş.
Mojito seven birisi olarak, mangoyu da bu kokteyle tadınca oldukça yakıştırdım. Hafif olduğu için, kokteyl veya alkol olarak değil meşrubat olarak bile içilebileceğini düşündüğüm bir lezzet.

Bizden ortalama 8.2/10 puan aldı.
“Klasik mojito tadına mango aroması eklenince büyüleyici bir iksir haline dönüşmüş. Olmuş.”
“Harikulade… Mojitonun mangoyla bu kadar güzel olabileceği aklıma gelmezdi. Mango adeta mojitoya sınıf atlatmış ve birlikte ruh ikizi olmuşlar.”
“Başarılı. Fakat yalnızca tek bir yudumda mango tadı alabildim. Limonu biraz fazla kaçmış, mangosu daha çok olabilirdi.”

Puesto Del Sol


Panama’ya ait bir lezzet. İçince Cachacha denilen bir alkol var, romdan farklı olarak şeker kamışının kendisinden elde ediliyormuş. Ayrıca frambuaz, misket limonu ve fesleğen de malzemeler arasında.
Daha önce yaptığım birkaç talihsiz deneme sonucunda ekşi içkilere karşı epey ön yargılı olsam da Puesto del Sol tabularımı yıktı diyebilirim. Bu kokteyli iki kelimeyle tanımlamam gerekse biri “ekşi” diğeri de “enfes” olurdu sanırım. Fesleğen kokusuna eşlik eden beklenmedik farklı bir tadı var.

Bu kokteyl bizden aldığı, 8.2/10 puanla Mojito'yla zirveyi paylaştı.
“Daha önce denediğim kokteyllere benzemeyen gayet güzel bir tattı.”
“Alışılmışın dışında bir kokteyldi. Bazı likörleri anımsatan bir tadı vardı.”
“Fesleğenin ve reyhanın bir içkiye yakışacağı aklıma gelmezdi. Kokusu tadından bir adım ötede olan, biraz fazla ekşi tadıyla yeni bir deneyim yaşattı.”

Beş kokteyli de tattıktan sonra hepimiz favorimizi orijinal boyunda sipariş ettik. Kendi adıma Puesto del Sol’e Mojito Mango’dan 1 puan yüksek verdiysem de risksiz tercihe kaçıp Mojito Mango söyledim. Aklım biraz da Pina Colada'da kalmadı desem yalan olur.

Bu egzotik etkinlik için BuGusto’ya teşekkür ettikten sonra, aklımda kalan diğer lezzetleri ve menümüzde yer almayan Cuba Libre, Mai Tai gibi kokteylleri de tatmak üzere, kendime en kısa zamanda La Paz’a tekrar uğrayıp yazdan birkaç gün daha çalma sözü veriyorum.

Son olarak başta Puesto Del Sol ve Mojito Mango gibi kokteylleri, Bruschetta ve Empanada gibi Güney Amerika yemekleri ve tüm bunları uygun fiyata getiren kampanyalarıyla La Paz mutlaka uğramanız gereken bir adres diyorum.

Bir başka etkinlikte görüşene kadar,
Hasta la vista, amigos!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder