BuGusto olarak, yakın zaman önce
Zomato tarafından Blogger yemeğine davet edildik. İcabet bendenize düştü.
Kişisel olarak çok beğendiğim, kullanım rahatlığı, detayları ve özeniyle;
Türkiye’de faaliyete yeni başlamış olmasına rağmen çok geniş kitlelere ulaşan
Zomato’nun düzenlediği bir tadım söz konusu olunca beklentilerim de oldukça
yükseldi. Shangri-La Bosphorus, IST TOO Restoran’ın ev sahipliği yaptığı yemeği
ben anlatayım, beklentiler karşılanmış mı siz karar verin. Buyrunuz:
IST TOO, Asya ve Akdeniz
mutfaklarını birleştiren bir restoran. Fransız şefleri Fabrice Giraud’un Zomato
için hazırladığı oldukça geniş menü de bunu gösterir nitelikteydi. Türk
mezeleriyle başlayan; ahtapot salatasıyla, sushi çeşitleriyle devam eden tadım
bu füzyonu çok iyi yansıttı. Biraz bahsedelim: Restoranın, özellikle
kullandıkları zeytinyağıyla çokça övündüğü mezelerinin çok özel olduğunu
söyleyemem fakat iyi bir başlangıç oldular. Ardından gelen ördek ruloları ve
ahtapot salatası ise oldukça lezzetliydi. Sonrasında ise Japon şefleri tarafından hazırlanan sushi ve sahimi
çeşitlerini denedik. Asya mutfağını çok da sevmeyen biri olarak itiraf etmem
gerek, iyi hazırlanmış bir sushi gerçekten harika olabiliyor. IST TOO’da bunu
bir kez daha gördüm. Bu ana kadar yediklerimle lezzet beklentim iyice
yükselmişti fakat restoranın medar-ı iftiharı olan char kway teow, deniz
mahsullü Malezya usulü erişte biraz kalbimi kırdı. Belirtilenin aksine standart
bir noodle'dı kendisi. İyi hazırlanmıştı evet, fakat lezzet olarak bir artısını
göremedim.
Başlangıçların ardından ara sıcak
olarak noodle da yedikten sonra, ana yemekleri beklerken biraz dinlenmek üzere
balkona çıktık. Zomato’nun çalışanları da misafirleri de oldukça güzel
insanlar. E biz de misafirleriyiz tabi, öhm. Keyifli bir sohbet esnasında, tabi
ki yemeğe dair, şimdiden oldukça doymuş olduğumu üzülerek farkettim. Kısa süre
sonra da ana yemeklerin servis edildiği uyarısıyla masamıza döndük.
Söylemeliyim, gördüğüm manzara iştahımı yeniden açmaya yetti. Siz sevgili
BuGusto’luları da biraz acıktırayım:
Masada dikkat çeken ilk yemek
ıstakoz oldu. Muhteşem görüntüsünün vaatlerini lezzetiyle karşılamayı da bildi.
Ama lezzetiyle ıstakozu geçenler oldu ki bunlara sonra geleyim. Onlardan önce
kinoalı kırmızı biberden bahsetmem gerek. Kinoayı daha önce hiç yememiştim,
vejetaryen mutfağına yakın. Tadı ilk olarak çok çekici gelmedi ama
masadakilerin tavsiyesi üzerine bir iki lokma daha alınca lezzetine biraz daha
alıştım diyebilirim. Oldukça ilginç bir yemek, mutlaka denenmeli. Mantarlı krep
başarılı yemekler arasında ağız tadı değiştirmekle kaldı yalnızca. Ağır ateşte
pişirilmiş kuzu incik ve antrikottan özellikle bahsetmek gerek. Hem kuzu olup
hem de ağır ateşte uzun uzun pişirilince yumuşacık bir lezzet çıkıyor ortada.
Her çatal ağızda dağılırken kuzunun altına döşenmiş beğendi de damakta
çeşitlilik yarattı. Ette birinci tercihi kuzu olan biri olarak yemeği oldukça
beğendiğimi söyleyebilirim. Fakat bu sefer bir değişiklik oldu ve etlerden
favorim olarak dana antrikot öne çıktı. Kemikte bütün olarak hazırlandığı için
bazı bölümleri doğal olarak biraz fazla pişmişti. Fakat suyunu, tadını yitirmiş
bu arkadaşları geçip etin kıvamında pişmiş orta bölümlerinden bir parça alınca,
antrikotun gerçek lezzeti ortaya çıktı. Böylece de tadım genelinde ikinci favorim
belirlenmiş oldu. Asıl favorim ise, açık konuşayım, beni oldukça şaşırttı:
patates graten. Kendisine neden bu denli vurulduğumu maalesef çözemedim, ama
çok çok lezzetli bir yemekti. Son dönem yediklerim içinde en iyi bir iki
taneden biri diyebilirim. Herkes öyle düşünmüş olacak ki, masada kalmayan tek
yemek de o oldu.
Ana yemeklerin ardından yine bir
süre dinlenip tatlılara geçtik. Burada da çeşit oldukça fazla: Sorbe çeşitleri,
elma tart, Türk kahveli krem brule, ek olarak çay ve kahveyle birlikte servis
edilen makaronlar. Aralarında en çok sorbe çeşitleri ön plana çıktı, oldukça
beğendim. Elma tart ve Türk kahveli krem brule sıradan birer izlenim bırakırken
normalde çok sevdiğim makaronsa bu sefer pek olmadı. Ben de sorbelere dönüş
yaparak keyfime keyif kattım. Tatlılardan sonra mı? Sonrası kahve eşliğinde
sohbet, muhabbet. Aslında kararı size
bırakacaktım ama söylemem gerek: çok çeşitli, çok renkli, çok lezzetli bir
tadımdı. Shangri-La Bosphorus bünyesinde IST TOO’ya, yemeğin katılımcılarına ve
tabi ki organizasyonuyla Zomato’ya teşekkürlerimizi yolluyoruz. E siz de bir
girin bakın derim: www.zomato.com
Afiyetle kalın sevgili
BuGust’lar!




Hiç yorum yok:
Yorum Gönder