Sayfalar

17 Mayıs 2014 Cumartesi

Zomato Yemeği- IST TOO Restoran

BuGusto olarak, yakın zaman önce Zomato tarafından Blogger yemeğine davet edildik. İcabet bendenize düştü. Kişisel olarak çok beğendiğim, kullanım rahatlığı, detayları ve özeniyle; Türkiye’de faaliyete yeni başlamış olmasına rağmen çok geniş kitlelere ulaşan Zomato’nun düzenlediği bir tadım söz konusu olunca beklentilerim de oldukça yükseldi. Shangri-La Bosphorus, IST TOO Restoran’ın ev sahipliği yaptığı yemeği ben anlatayım, beklentiler karşılanmış mı siz karar verin. Buyrunuz:

IST TOO, Asya ve Akdeniz mutfaklarını birleştiren bir restoran. Fransız şefleri Fabrice Giraud’un Zomato için hazırladığı oldukça geniş menü de bunu gösterir nitelikteydi. Türk mezeleriyle başlayan; ahtapot salatasıyla, sushi çeşitleriyle devam eden tadım bu füzyonu çok iyi yansıttı. Biraz bahsedelim: Restoranın, özellikle kullandıkları zeytinyağıyla çokça övündüğü mezelerinin çok özel olduğunu söyleyemem fakat iyi bir başlangıç oldular. Ardından gelen ördek ruloları ve ahtapot salatası ise oldukça lezzetliydi. Sonrasında ise Japon şefleri tarafından hazırlanan sushi ve sahimi çeşitlerini denedik. Asya mutfağını çok da sevmeyen biri olarak itiraf etmem gerek, iyi hazırlanmış bir sushi gerçekten harika olabiliyor. IST TOO’da bunu bir kez daha gördüm. Bu ana kadar yediklerimle lezzet beklentim iyice yükselmişti fakat restoranın medar-ı iftiharı olan char kway teow, deniz mahsullü Malezya usulü erişte biraz kalbimi kırdı. Belirtilenin aksine standart bir noodle'dı kendisi. İyi hazırlanmıştı evet, fakat lezzet olarak bir artısını göremedim.




Başlangıçların ardından ara sıcak olarak noodle da yedikten sonra, ana yemekleri beklerken biraz dinlenmek üzere balkona çıktık. Zomato’nun çalışanları da misafirleri de oldukça güzel insanlar. E biz de misafirleriyiz tabi, öhm. Keyifli bir sohbet esnasında, tabi ki yemeğe dair, şimdiden oldukça doymuş olduğumu üzülerek farkettim. Kısa süre sonra da ana yemeklerin servis edildiği uyarısıyla masamıza döndük. Söylemeliyim, gördüğüm manzara iştahımı yeniden açmaya yetti. Siz sevgili BuGusto’luları da biraz acıktırayım:



Masada dikkat çeken ilk yemek ıstakoz oldu. Muhteşem görüntüsünün vaatlerini lezzetiyle karşılamayı da bildi. Ama lezzetiyle ıstakozu geçenler oldu ki bunlara sonra geleyim. Onlardan önce kinoalı kırmızı biberden bahsetmem gerek. Kinoayı daha önce hiç yememiştim, vejetaryen mutfağına yakın. Tadı ilk olarak çok çekici gelmedi ama masadakilerin tavsiyesi üzerine bir iki lokma daha alınca lezzetine biraz daha alıştım diyebilirim. Oldukça ilginç bir yemek, mutlaka denenmeli. Mantarlı krep başarılı yemekler arasında ağız tadı değiştirmekle kaldı yalnızca. Ağır ateşte pişirilmiş kuzu incik ve antrikottan özellikle bahsetmek gerek. Hem kuzu olup hem de ağır ateşte uzun uzun pişirilince yumuşacık bir lezzet çıkıyor ortada. Her çatal ağızda dağılırken kuzunun altına döşenmiş beğendi de damakta çeşitlilik yarattı. Ette birinci tercihi kuzu olan biri olarak yemeği oldukça beğendiğimi söyleyebilirim. Fakat bu sefer bir değişiklik oldu ve etlerden favorim olarak dana antrikot öne çıktı. Kemikte bütün olarak hazırlandığı için bazı bölümleri doğal olarak biraz fazla pişmişti. Fakat suyunu, tadını yitirmiş bu arkadaşları geçip etin kıvamında pişmiş orta bölümlerinden bir parça alınca, antrikotun gerçek lezzeti ortaya çıktı. Böylece de tadım genelinde ikinci favorim belirlenmiş oldu. Asıl favorim ise, açık konuşayım, beni oldukça şaşırttı: patates graten. Kendisine neden bu denli vurulduğumu maalesef çözemedim, ama çok çok lezzetli bir yemekti. Son dönem yediklerim içinde en iyi bir iki taneden biri diyebilirim. Herkes öyle düşünmüş olacak ki, masada kalmayan tek yemek de o oldu.



Ana yemeklerin ardından yine bir süre dinlenip tatlılara geçtik. Burada da çeşit oldukça fazla: Sorbe çeşitleri, elma tart, Türk kahveli krem brule, ek olarak çay ve kahveyle birlikte servis edilen makaronlar. Aralarında en çok sorbe çeşitleri ön plana çıktı, oldukça beğendim. Elma tart ve Türk kahveli krem brule sıradan birer izlenim bırakırken normalde çok sevdiğim makaronsa bu sefer pek olmadı. Ben de sorbelere dönüş yaparak keyfime keyif kattım. Tatlılardan sonra mı? Sonrası kahve eşliğinde sohbet, muhabbet. Aslında kararı size bırakacaktım ama söylemem gerek: çok çeşitli, çok renkli, çok lezzetli bir tadımdı. Shangri-La Bosphorus bünyesinde IST TOO’ya, yemeğin katılımcılarına ve tabi ki organizasyonuyla Zomato’ya teşekkürlerimizi yolluyoruz. E siz de bir girin bakın derim: www.zomato.com
Afiyetle kalın sevgili BuGust’lar!



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder