BuGusto ekibi olarak 13 Aralık Cumartesi günü öğlen vakti yolumuz Taksim’in ara sokaklarından birindeki Hayvore Karadeniz lokantasına düştü. Hayvore kelimesi Lazca'da “ben buradayım” anlamına gelmekteymiş ve gerçekten de lokanta ismine çok yakışır bir şekilde, enfes yöresel yemekleriyle Taksim'in içinde adeta ben buradayım diye bağırıyor.
Çayeli Fasulyesi |
Karadeniz mutfağı keşfimiz Karalahana Çorbasıyla başladı. Bu lezzetli ve sağlıklı çorba daha çok bir yemek kıvamında, karalahana ve barbunyanın harmanlaşmasından oluşmuş bir lezzet. Mısır ekmeğiyle tüketmiş olduğumuz bu çorba bir kış vakti bize şifa verdi ve yemeğimiz için iyi bir başlangıç sağlamış oldu. Ardından soframız bir anda zenginleşerek garsonların hızlı servisiyle donatıldı. Hepimizin favorisi olan Çayeli Fasulyesi Trabzon Uzungöl’de yediğim fasulyeden farksızdı. Onu yerken kendimi bir an için Trabzon’da hissettim. Şeker gibi tadıyla tereyağlı Çayeli Fasulyesi, kesinlikle bu lokantaya bir daha gelmek için bir sebep. Sunumuyla ve lezzetiyle göz dolduran hamsili pilav ise pilav ve hamsinin yaratmış olduğu uyumu açıkça yansıtıyordu. Her ne kadar tadını midye dolmasına benzetsek de bu lezzetten memnun kaldık.
Hamsili Pilav |
Muhlama |
Pazı Diblesi |
Pazı diblesi ise pazının biber ve fasulyeyle uyumunu yansıtan bir yemekti ve içinde ekşilik barındırarak iştah açıcılar kategorisinde yerini alacak bir pozisyondaydı. Yemekler arası geçişlerde bize rahatlık sağlayan, bunu yaparken de lezzetinden asla ödün vermeyen pazı diblesi soframızda yer almış oldu .Tatlılardan önceki kapanışımızı da Trabzon pidesiyle sonlandırdık. Bizim pide çeşidimiz peynirli pideydi. Oldukça yağlıydı ve yoğun kaşar barındırıyordu. Lezzeti yerindeydi, ancak bana göre pizzadan pek farkı yoktu ve diğer yerlerde yediğim Karadeniz pidelerine nazaran bir alt kademedeydi. Geleneksel usulüyle yapılmamış bir pideydi fakat soframızda güzel bir çeşit oluşturdu.
Öndeki Giresun Ezmesi, arkadaki Laz böreği |
Yemeğimizin kapanışını da garsonların ikram ettiği içimizi ışıtan Karadeniz çayı ve Karadeniz'in yöresel tatlılarından olan laz böreği ve Giresun ezmesiyle sonlandırdık. İki tatlı da oldukça hafif ve böyle dolu dolu bir tadımı sonlandırmak için güzel tercihlerdi. Laz böreği kıvamı yerinde bir tatlıydı, ancak baklavaya benziyordu ve bazı noktalarda eksikleri olduğunu hissettirdi. Giresun ezmesi ise lezzetiyle kalbimizi fetheden ve aklımızdan çıkmayacak bir tatlı oldu. Şerbetli tatlıları sevmeyen biri için bile çok güzel bir alternatif. İrmikle yoğun fındığın birleşimi ve tam ayarındaki şerbetiyle tadına doyum olmayan bir tatlı.
Her ne kadar bazı yemeklerinde eksiklikleri olsa da Çayeli fasulyesi, ve Giresun ezmesi başta olmak üzere birçok yöresel lezzetine hayran kaldık. Karadeniz yemeklerine olan özlemimizi bir parça da olsa dindirdiğimiz bu mekan konumu ve sunduğu lezzetlerle bir daha gidilmesi gereken mekanlar listesinde yerini aldı bile.
Bu kadar çeşidi bir kerede yediyseniz herhalde mide fesadindan acilde gözünüzü açmış olmalısınız.:):)
YanıtlaSil