Sayfalar

12 Mart 2015 Perşembe

Tadım: Cha'ya Galata


BuGusto olarak, dönem boyunca madem o kadar yedik, e o zaman hadi üstüne bir çay içelim dedik ve Degüstasyon Komitesi olarak keyifli bir çay tadımı gerçekleştirmek üzere soluğu Galata’da bulunan Cha’ya Galata’da aldık.
Birbirinden güzel, 2 siyah, 1 beyaz, 1 kırmızı ve 1 yeşil olmak üzere 5 farklı çayın tadına baktığımız bu bol yudumlu etkinliğin ayrıntılarına geçmeden önce, sizlere birazcık çayın tarihinden ve bu hoş mekandan bahsetmek istiyorum.

Öncelikle çay, Camellia sinensis bitki türünün yapraklarının toplanıp fermente edilmesiyle ve ardından ısıtılıp kurutulup son olarak da kaynatılmasıyla sofralardaki yerini alan, tarihi 16. yüzyıla dayanan günümüzde en sık tüketilen sıcak içecek türlerinden birsi. Dünya üzerindeki tüm çay çeşitleri de bu  Camellies sinensis bitkisinden çeşitleniyor. Tat farklarını ise yetiştirildiği bölge ve yetiştirilme koşulları belirliyor. Şu an dünyadaki çay üretiminin en fazlası Hindistan bölgesindeki çay bitkilerinden elde ediliyor. Ülkemiz de, özellikle Doğu Karadeniz bölgesiyle kendine çay piyasasında önemli bir yer edinmeyi başarmış durumda. Dünya üzerinde çok çeşitli çay türleri olmasına rağmen, Türk çayı genel olarak siyah çay olarak adlandırılan, fırında uzun süre yakılarak koyu rengi sağlanan ve oksidasyon oranı %45lere yakın, aslında çok da sağlıklı olmayan çay sınıfında yer alıyor. Yakılma süresi ve oksidasyon oranı arttıkça, çaydan alınan yarar azalıyor. Bu nedenle, oksidasyona uğramadan gölgede kurutularak elde edilen beyaz çay, en sağlıklı çay olarak çay alemi tahtının en tepesinde kendine yer bulmayı başarıyor.

Bu en sağlıklı çayları ve daha birbirinden ilginç çay çeşitlerini tatma fırsatı bulduğumuz mekan Cha’ya Galata, öncelikle şirin atmosferiyle gönlümüzü fethetti. Küçük bir mekan olmasına rağmen, renkli ve sevimli dekorasyonuyla, harika çay kokuları ve ev yapımı atıştırmalıklarıyla size kocaman bir dünya sunmayı başarıyor. Aslında açılalı henüz neredeyse bir yıl olmasına rağmen kendine şimdiden sağlam bir müşteri kitlesi de yaratmayı başarmış gibi görünüyor. Etkinlik boyunca, bize büyük ilgi gösteren mekanın sahiplerinden Zeynep Hanım, aslında bir kimya mühendisi. Fakat diplomasını aldıktan sonra İngiltere’nin yolunu tutup çay eğitimi almış ve sonra da Galata’daki bu hoş mekanı açmış. Cha’ya Galata, 8 ülkeden ithal edilen yaklaşık 30 çeşit çayı, birbirinden güzel porselen demlikler ve fincanlarla bir dilim portakal ve tatlı kurabiyeler eşliğinde, ahşap servisler üzerinde hem gözlere hem de damaklara hitap edecek şekilde konuklarıyla buluşturuyor.


Biz ilk olarak Kavunlu Beyaz Çay’ı denedik. Hem beyaz çay olması hem de kavun aroması içermesi nedeniyle, içtiğimiz çaylar içerisinde en hafifi olduğunu söyleyebilirim. İçimi oldukça rahat ve keyifli. Kavunun kokusunu ve tadını yoğun şekilde hissedebiliyorsunuz. Bu aromalandırma işlemi, meyve yağları sayesinde elde ediliyormuş. Hafif ve farklı bir çay denemek istiyorsanız tercihiniz kesinlikle Kavunlu Beyaz Çay olmalı.

Kavunlu Beyaz Çay’ın ardından Lychee Black Çay’ın tadına baktık. Bu çay, Çin’in güneyinde yetişen ve Lychee (Liçi) adı verilen tropikal meyvenin yapraklarının aromasından elde ediliyor. %30-35’lik oksidasyon oranıyla en hafif siyah çay olma özelliğini taşıyor. Böyle adını pek duymadığımız farklı bir meyveden elde edilmesine rağmen, Lychee Black çaylarınızı yudumlarken Earl Grey’den çok da farklı bir tatla karşılaşmıyorsunuz. Bu nedenle, eğer klasik çay tadından vazgeçemeyenlerdenseniz, Lychee Black iyi bir tercih olabilir.

Ve geldik üçüncü ve en ilginç tadımı gerçekleştirdiğimiz Genmaicha Popcorn çayına. Öncelikle bu çaydan yoğun tat alabilmek için oldukça uzun bir demlenme süresinin geçmesi gerekiyor. Bu nedenle, demliklerimiz geldikten sonra bile bir süre bekliyoruz. Genmaicha aslında bir Japon yeşil çayı. Japon çiçeğinin yapraklarının kavrulmasıyla elde diliyor ve ardından mısır taneleriyle harmanlanarak servis ediliyor. Tadına baktığımız diğer çaylarla kıyaslayınca, oldukça farklı bir tada sahip. Mısırın tadını hissediyorsunuz fakat içtiğiniz şey aslında bir çay olduğu için pek bağdaştıramıyorsunuz. Hatta daha nasıl güzelleştirilebilir diye düşündük ve "e bu çayın içinde bildiğin popcorn var." düşüncesinden yola çıkarak, tamamen içgüdüsel ve deneysel bir çalışma yaparak Genmaicha çaylarımızı bir de tuz ekleyerek denedik. Sonuç daha da kötü oldu. Lütfen denemeyiniz. Ama klasik çay tadının dışında çok ilginç bir şeyler arıyorsanız, o zaman Genmaicha Popcorn’u denemelisiniz.

Bu ilginç tadımın ardından, Vanilyalı Rooibos çayını denedik. Bir kırmızı çay olan Rooibos, en sağlıklı ve en şifalı çayların başında geliyor. Diğer çayların aksine, demir emilimini artırıyor. Bu özelliğiyle, yeşil çaya da çok güzel bir alternatif. Vanilya aromasının yanında tarçın ve kakule aromalarını damağınızda hissedebiliyorsunuz. Oldukça yumuşak bir çay ve içimi oldukça keyifli. Bu lezzetli ve sağlıklı tada kavuşmak için 5-10 dakikalık bir demlenme süresini beklemeniz gerekiyor. Vanilyalı Rooibos, bizler tarafından en beğenilen tadım olmasının yanında Cha’ya Galata müdavimleri tarafından da en çok tercih edilen çaylardan birisiymiş. E o zaman Cha’ya Galata’ya giderseniz, mutlaka bir Vanilyalı Rooibos içersiniz!

Sıra geldi son tadımımız, Darjeeling çayına. Bu çayı özellikle mi en son servis ettiler bilmiyorum fakat assolist misali sahneye son çıkmayı hak ediyor çünkü şarap dünyası için şampanya neyse siyah çay dünyası için de Darjeeling aynı statüde. Bir Hint çayı olan Darjeeling, siyah çaylar içinde en pahalı olanı. Bu kadar değerli olmasının nedeni ise, tadından ziyade nadir bulunmasından kaynaklanıyor. Siyah çay olasına rağmen rengi oldukça açık. Tadı da hafif buruk olmakla birlikte denenmeye değer. Eğer neymiş bu Darjeeling diyorsanız, mutlaka denemelisiniz.




Böylelikle, bol yudumlu, bol sohbetli ve bol bilgili bir tadımın daha sonuna geldik. Tadım boyunca, Cha’ya Galata’nın bizlere mutluluk ve huzur veren harika ortamı ve içimizi ısıtıp damaklarımızı şenlendiren birbirinden değişik çaylarıyla çok keyifli bir etkinlik gerçekleştirmiş olduk. Siz de farklı çayların tadına bakmak ve arkadaşlarınızla, sevdiklerinizle keyifli dakikalar geçirmek istiyorsanız bir an önce İstiklal Caddesi, Şah Kulu Bostan Sokak, No 22/A’da sizi ağırlamak için can atan Cha’ya Galata’nın yolunu tutmalısınız. Bir sonraki tadımda tekrar görüşmek dileğiyle, herkese şimdiden afiyet olsun!






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder