Gezi: Bozcaada
Boğaziçi Üniversitesi Gastronomi ve Degüstasyon Klubü olarak çok uzun zamandır yapmayı planladığımız Bozcaada gezimize sonunda çıktık. Bu geziyi yaparken amacımız; hem yeni dönem yönetim kurulunun ve çekirdeğinin birbirini daha iyi tanımasını sağlamak, hem de Bozcaada Yerel Tatlar Festivaline katılıp, yeni tatlar keşfetmekti. 10 Eylül gecesi on altı kişi okulun önünde buluştuk ve okulun servisiyle yola koyulduk.1. Gün
![]() |
Yılmaz Pansiyon'un muhteşem manzarası |
Çanakkale'de bindiğimiz
arabalı vapurda üşüyüp, hava Bozcaada'da çok soğuk olacak diye
korkmuş olsak da Bozcaada'ya indiğimizde mis gibi bir hava
karşıladı bizi. 2 gece boyunca kalacağımız Yılmaz Pansiyon
nerede diye ararken, yol sorduğumuz kişi şansımıza orada
çalışıyormuş. Onun peşine takılıp pansiyona vardık. Herkes
odalarına yerleştikten sonra, pansiyonun muhteşem manzaralı
terasında kahvaltı için buluşmaya sözleştik.
Pansiyonda yaptığımız kahvaltıda, yediğimiz reçelin ne reçeli olduğunu uzun uzadıya düşündükten sonra öğrendik ki gelincik reçeliymiş. O kadar hoşumuza gitti ki, birçoğumuz adadan gelincik reçeli satın alıp döndük İstanbul'a. Tam tabaklarımızı alıp oturmuşken, orada çalışan teyzenin getirdiği sıcacık sigara böreklerini de yedikten sonra Ayazma Plajı'na doğru yola çıktık.
Ayazma Plajı, incecik
kumları ve turkuaz rengi, berrak deniziyle kaldı aklımızda. Bazı
denizler vardır bir anda derinleşir, bazılarında da git git bir
türlü derinleşmez. Ayazma'nın denizi tam olması gerektiği
gibiydi ama kabul ediyoruz ki biraz soğuktu. Kaan, Eda, Yiğitcan,
Merve, Efe ve İrem kano kiralayıp denizde açıldılar. Biz de
kendi içimizde bir kurban seçip, kumlara gömmeyi planladık. Didem
aramızdaki şanslı kişi oldu. Yani anlayacağınız çocuklar gibi
eğlendik.
Normalde sahilde simit satan, mısır satan amcalar görmüşüzdür hepimiz ama en azından kendim için söyleyeyim, ilk defa plajda beze satıldığını gördüm. Bezeler normalden iriydi ve daha çıtırdı.
Akşam için planımız
Bozcaada'nın meşhur pizzacısı Teyyare'den pizza almak, birer tane
de şarap alıp rüzgar güllerine, gün batımı izlemeye gitmekti.
Ama sonradan öğrendik ki Teyyare sezonu kapatmış. Biz de bunun
üzerine Hafız'ın Yeri adlı ev yemekleri yapan ağaç altı,
gölgelik bir mekana oturduk. Karnımızı doyurduktan sonra sırada
şarap seçip gün batımına doğru yola koyulmak vardı. Şarap
seçmeye giderken Bozcaada'nın meşhur sakızlı kurabiyelerini
yapan Veli Dede'nin önünden geçtik ve içeriden gelen enfes
kokulara dayanamadık, bir kutu da kurabiye aldık. (Veli Dede'nin
internet sitesinden evlere sipariş vermek de mümkün.) Sonrasında
Çamlıbağ, Talay ve Corvus marka şaraplardan herkes istediğini aldı
ve rüzgar güllerine gittik. Keyifli bir sohbet eşliğinde gün
batımını izledik. Manzara gerçekten çok güzeldi ama keşke hava
biraz daha bulutsuz olsaydı.
Adanın merkezine döndükten sonra iki gruba ayrıldık. Bir grup sahilde oturmayı tercih etti, diğer grup ise geceye bir kafede devam etti. Önceki gece yolda olduğumuz için birçoğumuz erkenden uyuyakaldı.
2. Gün
![]() |
Talay Şarap Fabrikası |
Öğleden sonra bu sene beşincisi düzenlenen Bozcaada Yerel Lezzetler Festivali'ne gittik. Festival girişinde marka satın alıp, yemekleri de onlarla alabileceğimizi öğrendik ve markalarımızı alıp hangi yemeklerin olduğunu öğrenmeye gittik. Aslında gitmeden önce yerel lezzet olarak tavşan eti, salyangoz gibi yemekleri bulabileceğimizi umuyorduk ama gittiğimizde tavşan eti bitmişti ve geriye sadece değişik mantı çeşitleri, pilav, balık ve pişi tarzında şeyler kalmıştı. Belki de beklentilerimiz yüksek olduğu için festival bizi biraz hayal kırıklığına uğrattı açıkcası.
![]() |
Salkım Restoran |
Akşam
yemeği için Bülent Akgezer'in tavsiyesi üzerine, Salkım adında
bir restoranda yemeğimizi yemeye ve rakı içmeye karar verdik.
Yemek saatine kadar olan boş zamanımızda da adayı gezdik.
Pansiyonumuzun o güzel manzarasını oluşturan Bozcaada Kalesi'nden
başladık ve sonrasında herkes gruplara ayrılıp istediğini
yaptı. Kimimiz Ada Cafe'de gelincik şerbeti denedi, kimimiz Çiçek
Pastanesi'nin değişik kurabiyelerini. Yüzmeye gidenler de oldu,
Bozcaada Müzesi'ni gezenler de. En sonunda Salkım'da buluştuk.
Gitmeden önce hepimiz dersimize çalışmıştık ve internette
önerilen yemekleri sipariş ettik. Kalamar ızgara, fava, papuçaki,
ahtapot çeşitleri ve midye bizim de en çok beğendiğimiz
yemekler oldu. Biz yemeklerimizi yerken Bülent Akgezer ve eşi de
yan masamızda keyifli sohbetleriyle ara ara bize eşlik ediyorlardı.
Hatta hiç beklemediğimiz bir anda tatlı bir sürpriz yaptılar
bize. Bülent bey kendi yazdığı “Şarap İklimin ve Tarihin
Kızı” adlı kitabını imzalayıp aramızdan iki kişiye hediye
edeceğini söyledi. Kendi hazırladığı üzerinde sayılar yazan
kağıtları bize çektirdi ve gecenin şanslıları Hümeyra ve Efe
oldu.
![]() |
Bozcaada Kalesi |
3. Gün
Bozcaada'daki
son günümüz... Sabah kahvaltısını otelde yapmak yerine Patiska
Bağ Evi'nde yapmaya karar verdik. Erkenden uyanıp odalarımızı
boşalttık, sonra da çantalarımızı servislere yükledik ve yola
koyulduk. Patiska Bağ Evi kahvaltısıyla meşhur bir otel aslında.
Yemyeşil, çok keyifli bir bahçesi var. Bahçede gezindiğinizde
taze yetiştirilen meyve ve sebzelerin arasında dolaşabiliyorsunuz.
Çocuklar için tahterevalli ve salıncak da var. Biz de onlarla
oynamayı eksik etmedik kahvaltılarımızdan sonra. Kahvaltı ise
gerek sunumu, gerek ürünlerin tazeliği ve tadıyla gerçekten çok
güzeldi. Biz Patiska'dan çok memnun kaldık. Hatta öyle ki
kahvaltımız bitince çimlerinden kalmak istemedik.
![]() |
Çamlıbağ Şarapları Tadımı |
![]() |
Ada'm'ın Ünlü Meze Tabağı |
Akşam yemeğimizi Ada'm'da yedik. Ada'm meze tabağı, beğendili balık, kuskus paella, terayağlı karides, enginarlı ahtapot... Yediğimiz her şeyden, garsonların ilgi ve alakasından çok memnun kaldık. Bozcaada'da yediğimiz en iyi yemekleri burada yediğimizi düşünüyorum.
![]() |
Rıhtım Cafe |
Gezi konusunda Bozcaada'yı tercih etmeniz çok güzel olmuş. Yemekleri bu kadar güzel bir adaya yapığı ziyaretten en çok çıkaranlar mutlaka siz Gasronomi öğrencileri olmuşsunuzdur.
YanıtlaSil